Perşembe, Ekim 15, 2009

Hasbahçede Sonbahar


Hasbahçede Sonbahar

"Sultan Ahmet gözlerini kapattığında isyancıların uğultusu saray duvarlarını dövüyordu. Uykuda gibiydi. Yaşananların kâbus olmasını ne kadar çok isterdi. Gözlerini ovalayıp karşısında sıra sıra dizil kavuklu adamların endişe kasınmış yüzlerine baktı. İradesini zorladı. Bitkin bedeni, çatlamış dudaklarını oynatmaktan bile acizdi. "Bitti" dedi sadece "bitti..." Beklemekten yorulmuş devletlüler, ağzından dökülen tek kelimeyi zehir gibi yudumlayıp gözyaşlarına yol verdiler. İhtilal meydan bulunca, ayaklar çoktan baş olmuş. Sadrazam'ın kanı cellâdın yüzüne sıçramış. İstanbul... Umur görmüş bu kadim şehir, sonbaharı yaşamaya durmuştu. Ne yaman acı, ne bitmek çile, ne onulmaz illetti bu. Yaseminler kurumuş, laleler çoktan boynunu bükmüştü. Hasbahçe tarumar, yürekler yangın yeriydi."


Okuduğum en güzel kitaplardan biriydi..Bir sonraki sayfayı hep merak ettim ,sıkılmadan aksine büyük bir zevkle tarihinizin bir kesimini öğrenebilceğiniz bir kitap.Zekeriya Yıldız kendisine has bir uslup ve akıcılıkla anlatmış olayları..Gerçeğe yakın tasvirlerse insanı bu dünyadan alıp uzaklara götürüyor..Bu kitabın sayfalarını çevirmeye başladığımda büyüsüne kapılıyor,bambaşka bir zamanda yaşıyormuş hissini yürekten duyuyordum.Kimi zaman Meryem oluyordum,aşık.Kimi zamansa padişah karısı..Keşke o zamanlarda yaşamış olsaydım ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder