Çarşamba, Temmuz 14, 2010

Axapta Hakkında

AXAPTA NEDİR
• Değiştirilebilir.
Axapta geliştirilebilir yapıya sahiptir.Bunun anlamı isteğe göre kodlar eklenebilir çeşitli geliştirmeler yapılabilir.Yerleşik metodlar yazılabilir.
• Bir çok para birimini destekleyen ERP çözümüdür.Seçilen bir dil yapısıyla axapta kullanılabilir.Dil tipleri lisans ile elde edilir.
• ERP :Kurumsal kaynakların (şirket yapısına göre değişir.) planlanması,organize edilmesidir.(Zaman-Para-Makina)
• Axapta hem dış ortamla hemde kendi içerisinde entegre bir yapıya sahiptir.Bunu şu şekilde açıklayabiliriz;İçeride seçilen kayıtlar dış ortama exel gibi aktarılabilr.Şirket yapısına göre axapta içerisinde bulunan moduller dışında ihtiyaç duyulan modül tasarlanarak eklenebilir.
• Axapta hem Oracle hem de SQL Server kullanılır.
• Kayıtlar tek bir database de tutulur.(Farklı şirket dataareaid ile ayrılır.)
• Axapta da Web ara yüzü –Enterprice Portal da bulunmaktadır.
• Axapta nın ıkı onemli modul Genel Muhasebe ve Stok Yonetimidir.
AXAPTA MİMARİSİ ve KATMANLAR

TIER-1 Client Client Client
| | |
TIER-2
(exe ve dosyalar AX Object Server (AOS)
AX Business Logic (Application Layer)
TIER-3 DataBase
(SQL yada Oracle Olabilir)

Yukarıda belirtilen 3 yapı tyek bir makinade olabileceği gibi farklı makinalarda da olabilir.Yazılan kodlar AOS da çalışır ,bir kısım kodlar client tarafında çalışabilir ancak esas olan AOS tarafında çalışmasıdır.
INTELLIMORPY
Kullanıcının bir çok şeyı rahatça yapmasını sağlar.Sürükle –Bırak yaparak rapor oluşturabilir.Developer tarafından eklenen bir alan kullanıcı tarafından gizlenebilir,yeri değiştirilebilir.Ancak kullanıcı yeni bir alan ekleyemez.Raporların çalışabilmesi için Output menuye ihtiyaç vardır.Bu konuya daha sonra değinilecektir.


APPLICATION OBJECT LAYER
Katmanlar
SYSGLSHFXSL1,SL2,SL3BUSVARCUSUSR
Şimdi bu katmanlardan bahsedelim :
SYS,GLS,HFX VE SL1,SL2,SL3 katmanlarına kodla mudahale edemezsınız.
HFX katmanı axaptanın 5.0 versiyonunda bulunan bir katmandır.
BUS katmanında kod geliştirebilmek için Microsoft un buyuk bir partner san kod geliştirebilirsin.
VAR katmanı müşterilerdedir.
USR kullanıcının gördüğü katmandır.Her bir katmanın kendine ait bir numarası vardır.Bu sayılar tip bazında tekrar edebilir.Neslerin İd lerı Aot tan değiştirilemez.
Axaptada .net uygulamalardan tanıdık oldugumuz overloading kavramı yoktur.Mesela bir tane Update metodu var bundan fonksiyonun parametrelerını değiştirerek bır tane daha yazamam.
Yukarıda yer alan katmanların birde pack katmanları mevcuttur,bunların ara katmanlar oldugunu soylebılırız.örneğin ; SYS-SYP GLS-GLP gibi...

DATA DICTIONARY
Axaptanın geliştirmenın başlayıp bittiği yerdir.
Geliştirme yapmak için 9 adım:
1.Sorunu anlamak ;en iyi çözüm yoluna problem iyi bir şekılde anlaşıldıktan sonra başlanılır.Bu yüzden müşterinin ne istediğinin çok iyi anlaşılması gerekir.
2.Tablolar yenı alanlar eklenırken ,Extended data typelerın (EDT)kullanılması tavsıye edilir.Axaptada yer alan ilişkiler EDT ler üzerinden kurulur.
3.Verilerin tutulması için tablo oluşturulur.
4.İş akışları ,işin gerçekleştirme yöntemleri ,iş sistemleri class lar ile ifade edilir.Yani hesaplamalar,sorgulamalar,bir sürecin bir süreci tetiklemesi gibi olaylar classlarda yer alır.Tabloya yazacagım kodlar ,o tablonun alanlaru uzerınde işlem yapıldıgında olur.Yanı verı uzerınde doğrudan bır etkıleme olucaksa onlar tabloya yazılır.Eger gerekırse başka classlar çağırabılır.Süreci yöneten şeyler classlardır.
5.Kullanıcı tarafından görülmesi için formlar yaratılır.Formun görüntülenmesi ,butonun aktif-pasif olması gibi sadece o form için gerekli olan şeyleri hazırlanan formun içerisine yazabiliriz.Ancak bazı formları kontrol eden class lar var,nereden açıldıgına gore bazı butonların gorunur olup olmaması gibi olaylara izin vermek classlarca kontrol edilir.Örn:SalesTableform
6.Kullanıcının çıktı alabilmesi için rapor design edilir.
7.Bunlar menulere eklenır.(Menulerde sadece menu item lar yer alır.Classlar-formlar yer almaz)Menu Item bir çeşit pointer.Bu pointer bir class a forma işaret edebilir.
8.Verilen security key ler güvenliği ayarlar.
9.Dokumantasyon yapılır.
Uyarı
Extended Data Type oluşturdugunda label ı boş bırakma.

Pazar, Temmuz 11, 2010

Çin Lokantası

'beni sevmene asla izin vermeyeceğim'
diye yazmıştın kapımdaki not defterime
kendi kapımı çalmak zorunda kalmıştım
içerde olmadığımı bile bile

gövdeni hatırlıyorum ansızın bu kış ormanında işte
uzun, büyük, parlak
siyah ve vahşi!
parçalayacak kadar siyah
ve onarabilecek kadar vahşi!
sanki
aşka hayattan daha fazla özen gösteren, çocuksu
ama hep parçalanmış, hırpalandıkça palazlanmış bir ziyaretçi!

gövde'nin tarihi'nde yan yana dururdu yalnızlıklarımız
plastik ve acımasız, zehirli ve karmaşık
kısaca, birbirlerine sevgiyi öğretmeye çalışırken
birbirlerine kan içirdiklerini anlayan iki serseri aşık!

ellerin saklamaya çabaladığı o şehir gecesi
başın omzumda, gözlerin kapalı, saçların açık
giderken citroen: dudaklarını döven neon gazı
dudaklarındaki kazı tozu, 'ölelim mi? ' demiştin
bak şimdi tam sırası!

dağlarda bir çin lokantasıydık senle ben
müşterisiz
mütemadiyen ağlamaklı
için için eğlenceli
temiz...
çevresinde çizgifilm hayvanlarının oynaştığı
bir çin lokantasıydık dağlarda senle ben
bir tahta masa, iki iskemleyle sınırlıydı ülkemiz!

mesela
yeni pişmiş pirinç pilavı dilinin üstünde yürürdü kokarca
ve sağ kulağındaki yabanıl bitki örtüsü
biz birbirimizin çatalı, bıçağı
biz birbirimizin incecik hırsızı, gönül süsü
ayrılık, bir yutulmaz lokma gibi kaldı boğazımızda!

sevgilim, sevdanın sevdaya ettiğini etmez et, kemiğe
sarayın çıkışlarını tutarken uyuşturucu ve kaftan
merdivenlere yığılıp ölen son şehzade
son fırsat, kaçınılmaz son düet, son soytarının son yemini
son sonsuzluğa dokunan küstah kızıl kanaviçe!

dağlar, dersini verir acının kuşkusuz
aslolan, savruk ruhlara yakışan sahici ölümler bulmakta
yoksa kimin kimin tabutunu çakacağı mühim değil!
gecenin koynuna ihanet, bir orospu gibi sokulmakta!

Işıktan ışığa geçen o tenha yolda
o karanlık nefes alışta ve o darmadağın boğulmada
seni sevmeme asla izin vermediğin o kör noktada
o hırçın, o fazla erkek, fazla kadın noktada
tanımadığım
tanımaya kalkışmadığım
izahı zor, kavranması imkansız bir hastalık gibi
ilerledim gövdenin gövdemi bulandırdığı
şaha kaldırdığı boşluklarda!
iz sürmedim
ad sormadım
dönüp bakmadım ardıma!

hatırla sevgilim, mutlaka sen de hatırla
o kadar çok kovaladık ki hayat içersinde
kendi kendimizi
mecali kalmadı hayatların başka hayatları yakalamaya!

'beni sevmene asla izin vermeyeceğim'
diye yazmıştın kapımdaki not defterine
ben de eklemiştim altına:

'aşkı dövmek lazım
kalbe terbiyesizlik ettiğinde! ..'

.

Küçük İskender

Çarşamba, Temmuz 07, 2010

Anladım ki, susmak bir cüsse işi. Derin denizlerin işi. Sığ suları en hafif rüzgârlar bile coşturabiliyor. Derin denizleri ise ancak derin sevdalar...

Derin denizlerin sükûtu büyüler beni. İçimi bir heybet hissi kaplar. Benliğimi haşyet duyguları istilâ eder. Kalbim ürpermelerle dolar.
Dalgalı denizler, durgun mavi denizler kadar heybetli gelmez bana. Göklerin suskunluğu da öyle. Gök gürlemeleri, mavi derinliklerin heybetini siler diye düşünmüşümdür hep. Sükût her zaman daha manalı, daha derindir.

Kalbe sözden cok sükuttan manalar akar. Insan evrendeki sükutu anlayabilseydi, kim bilir belki de söz olmayacakti. Insanlar sükutun dilinden anlayacak, derin ve manali bakislarla konusacaklardi. Ve ses, sükutun heybetini bozamayacakti. Konustugum zamanlar hep acze düsmüsümdür de ondan kelama sarilmisimdir. Evrendeki her varlikta sükutu bir süs, bir hikmet olarak algilamisimdir. Sözü ise ancak bir zaruret..


Anladım ki susmak bir cüsse işi...
Derin denizlerin işi...
Serin sular en hafif rüzgârları bile coşturabiliyor..
Derin denizleri ise ancak derin sevdalar…


Derin denizlerin sükutu büyüler beni. Icimi bir heybet hissi kaplar.
Benligimi hasyet duygulari istila eder.
Kalbim ürperlerle dolar.
Dalgali denizler, durgun mavi denizler kadar heybetli gelmez bana.
Göklerin suskunlugu da öyle. Gök gürlemeleri, mavi derinliklerin heybetini siler diye düsünmüsümdür hep.
Sükut her zaman daha manali, daha derindir.


Kalbe sözden cok sükuttan manalar akar. Insan evrendeki sükutu anlayabilseydi, kim bilir belki de söz olmayacakti. Insanlar sükutun dilinden anlayacak, derin ve manali bakislarla konusacaklardi. Ve ses, sükutun heybetini bozamayacakti. Konustugum zamanlar hep acze düsmüsümdür de ondan kelama sarilmisimdir. Evrendeki her varlikta sükutu bir süs, bir hikmet olarak algilamisimdir. Sözü ise ancak bir zaruret..

.. Hep derin denizler kadar heybetli bir sükut dinledim ondan. Sanki durgun ve derin bir ummanin kiyisina varmistim. Derinliklerinde gönül ve hikmet incilerinin gülümsedigi bir deniz bulmustum. Hayatin hicbir kasirgasi, hadiselerin hicbir firtinasi onu dalgalandiramiyordu. O denize imrendigim an, gözlerim su misralara takilmisti:

Gittim, gittim, denizin,
Sinir yerine vardim
Halin bana da gecsin!
Diye ona yalvardim
Bir cilgin vesvesede,
Icim didiklense de,
Olaydim o cüssede,
O’nun gibi susardim..

Gercekten de öyle olmustu. Sonsuza götüren bir denizin kiyisina varmistim. O zaman anladim ki, susmak bir cüsse isi. Derin denizlerin isi. Sig sulari en hafif rüzgarlar bile costurabiliyor. Derin denizleri ise ancak derin sevdalar..

Anladim ki, derin ve esrarengiz olan her sey susuyor. Anladim ki susan her sey derin ve heybetli.

Pazartesi, Temmuz 05, 2010

open Report with condition

Aşağıdaki job birimi Tl olan ve kusuratı olan raporları getirmede kullanılıyor,değiştirilerek uyarlanabilir:

static void Job7(Args _args)
{
custInvoiceJour CustInvoiceJour;
;
while select custInvoiceJour
where custInvoiceJour.CurrencyCode == "TL"
{
if(custInvoicejour.InvoiceAmount - real2int(CustInvoiceJour.InvoiceAmount) == 0)
{

info(custInvoiceJour.InvoiceId);


}
}

}

Open Report with a job

The below code open a report ,you give report ıd and it's invoiceid number

static void Job5(Args _args)
{
MenuFunction mf;
CustInvoiceJour custInvoicejour,custInvoicejourSELECT;
args args =new args();
str invoiceID ;

;
custInvoicejour = CustInvoiceJour::find('00000754_049',mkdate(8,2,2010),'');
args.record(custInvoiceJour);
mf = new menufunction(identifierstr(SalesInvoice_TR),MenuItemType::Output);
mf.run(args);

}

Cuma, Temmuz 02, 2010

Devrim Finlandiya'da başladı

İnterneti, elektrik, su gibi vatandaşlık hakkı olarak tanımlayıp hattın kesilmesini veya fahiş fiyat uygulanmasını yasaklayan yasa Finlandiya'da yürürlüğe girdi.

İnternet bağlantısına sahip olmayı ‘vatandaşlık hakkı’ olarak kabul eden ülkelerin sayısı hızla artarken, bu konuda ilk yasayı çıkarıp yürürlüğe sokan ülke Finlandiya oldu. 1 Temmuz’da yürürlüğe giren yasaya göre Finlandiya’daki telekomünikasyon firmaları tüm vatandaşlara en az 1 Mbps hızında genişbant internet bağlantısı sağlamakla yükümlü.

İnternet erişimini ‘insan hakkı’ olarak tanımlayan yasa uyarınca hiç bir firma veya mahkeme vatandaşların internet bağlantısını kesemeyecek veya kesilmesi yönünde karar veremeyecek. Başka deyişle ülkede internet, su, elektrik ve temiz hava gibi temel ve asla kesilemeyecek insani ihtiyaçlar arasına katılmış oldu.

Finlandiya dünyanın en çok ‘çevrimiçi’ olan ülkelerinden. Ülke nüfusunun yüzde 96’sı internet kullanıyor ve interneti sadece eğlence değil tüm gündelik yaşamlarında vazgeçilmez bir yardımcı olarak kullanıyor. Ülkedeki e-devlet uygulamaları da dünyada en sistematik ve düzenli işleyenlerden.

Yeni yasadan sonra hala internet bağlantısı olmayan 4 bin haneye de firmalar tez zamanda hat çekmek zorunda. Finlandiya hükümeti, 2015 yılına kadar herkese 100 Mbps hızında bağlantı sağlama hedefine sahip.

Kaynak:http://www.ntvmsnbc.com

NTV Tarih Nazım’ın ilk kitabını buldu

NTV Tarih Dergisi’nin Temmuz sayısında Nazım Hikmet’in Osmanlıca yazılmış ilk şiir kitabı “Dağların Havası”nın hikayesi var.


İSTANBUL - Nazım Hikmet’in ilk şiir kitabının 1928’de Bakü’de basılan “Güneşi İçenlerin Türküsü” olduğu düşünülür. Ancak kitap koleksiyoncusu Haluk Oral Nazım’ın ilk şiir kitabı “Dağların Havası”nın buldu. Kitabın ilginç hikayesi bu ayki NTV Tarih dergisinde.

Nâzım Hikmet’le ilgili kimi bilgilerin neden gizlendiği, kimi mısraların neden sansürlendiği bugüne kadar tam olarak anlaşılmamıştır bir türlü. Söz gelişi, Mehmet Âkif hakkında söylediği, “Âkif inanmış adam, büyük şair” mısralarının neden kimi kitaplarından çıkartıldığı çok fazla sorgulanmamıştır nedense.

Bu açıdan bakılınca, Nâzım Hikmet’in ilk şiir kitabının belki bilinçli olarak, belki tesadüfen gözden uzak tutulması da tuhaf gelmiyor insana. Tuhaf olan, bu tür bilgilerin yeterince değerlendirilmemesi.

Haluk Oral, bu türden bir açığı daha kapatıyor ve Nâzım Hikmet’in bugüne kadar bilinmeyen ilk kitabını gündeme getiriyor. Kitabın ismi: ‘Dağların Havası.’ Doğal olarak eski yazı yani Osmanlıca.

Akbaba Neşriyat’ın bir numaralı kitabı olarak 1925 yılında çıkmış piyasaya. Zaten içindeki şiir de Akbaba’da tefrika edilen uzun bir şiir.

Kitapla ilgili bilgi veren Haluk Oral, “Pek çok kaynakta Nâzım Hikmet’in ilk şiir kitabının, 1928’de Bakü’de basılan ‘Güneşi İçenlerin Türküsü’ olduğu belirtilir” dedikten sonra bu yanlışı şu sözlerle düzeltiyor;

“Halbuki gerçek farklı. 1925’te Akbaba Neşriyat’tan çıkan ‘Dağların Havası’ adlı kitabın kapağında veya içinde ünlü şairin ismi geçmez. Aynı yılın başında Akbaba Dergisi’nde yayımlanmaya başlayan şiir ise ‘Kartal’ mahlasını taşır. Bu ‘Kartal’ Nâzım Hikmet’tir ve şiirde ismi geçen Leman ise Şevket Süreyya Aydemir ve eşi Leman Hanım’dan başkası değildir.

kaynak:http://www.ntvmsnbc.com

Perşembe, Temmuz 01, 2010

X++ table synchronous

X++ ile oluşturulan tablonun senkronize edilmesini sağlayan bir kod,Tablo yerıne senkronıze etmek ıstedıgınz tablonun adını(Burada Sales Table kullanılmış) geçirmeniz yeterli,iyi çalışmalar=)


static void tableSynchJob(Args _args)
{
;

if (appl.dbSynchronize(tablename2id("SalesTable")))
{
info("yes Synched");
}
}